‘2030’a Yanlışsız Yükseköğretim Vizyonu Toplantısı’, YÖK Lideri Prof. Dr. Erol Özvar başkanlığında İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) konut sahipliğinde düzenlendi.

Toplantıya Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve Kıbrıs üniversitelerinden 43 üniversitenin rektör ve üst seviye temsilcileri katıldı.

YÖK Lideri Prof. Dr. Erol Özvar, toplantı öncesinde İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’yi ziyaret etti.

Ardından senato toplantısına katılan Prof. Dr. Özvar yaptığı konuşmada, Türk üniversitelerinin yetiştirmiş olduğu öğrencilerle Türkiye’nin kalkınmasında olağanüstü değerli roller üstlendiğini söyleyerek, “Bugün kas gücünün yanında beyin gücüyle insanlarımız, gençlerimiz Türkiye iktisadını sırtlamış vaziyettedir.” sözlerini kullandı.

‘ÜNİVERSİTELERİMİZ TOPLUMDA SAĞLAM KURUMLAR OLARAK ÖNE ÇIKIYOR’

Üniversitelerin Türkiye’deki iktisadi gelişmenin en kıymetli aktörlerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Erol Özvar, “İnanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda bütün dünyada meydana gelen değişimlere uygun olarak Türkiye’de de üniversitelerimiz ülkemizin gereksinim duyduğu nitelikli beşeri sermaye gereksinimini çok daha üst seviyelerde karşılayacaktır. Üniversitelerimiz geçmişle mukayese edildiğinde toplumda emniyetli kurumlar olarak öne çıkmaya başlamıştır. O bakımdan üniversitelerimiz ülkenin gelişmesine daha büyük katkı sunacaktır.” açıklamalarında bulundu.

‘HER TÜRLÜ UĞRAŞI GÖSTERMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Prof. Dr. Özvar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üniversitelerimiz yalnızca Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına, insanımızın gelişmesine değil, en az bunun kadar üniversitelerimize teveccüh eden milletlerarası öğrencilerin gelişmesine de değerli katkı sağlamaktadır. Çok sayıda milletlerarası öğrencinin gelişmesine, yetiştirilmesine emek harcamaktadır. Bugün prestijiyle ülkemizin etrafında, mücavir komşularımızın öğrencilerine değil, bütün dünya uluslarının öğrencilerine hizmet vermektedir. Üniversitelerimizde araştırma, geliştirme kapasitesi ve kalitesi arttıkça memleketler arası öğrenciler ve milletlerarası öğretim elemanları da üniversitelerimize teveccüh etmeye başlamıştır. Bu açıdan temel gayelerimizden biri üniversitelerimizin gerek eğitim-öğretim gerekse araştırma kalitesinin daha üst seviyelere çıkarmak. Bugün prestijiyle üniversitelerimiz kapasite bakımından dilek edilen seviyeye erişmiştir. Çok daha kaliteli birer kurum haline gelmek istiyoruz. Kapasiteyle birlikte kalitemizi de arttırmak ülkemizin, bölgemizin muhtaçlık duyduğu insanların yetiştirilmesine, araştırma geliştirme faaliyetlerinde daha ileriye gitme noktasında elimizden gelen her türlü çabası göstermeye devam edeceğiz.”

‘MESLEKTAŞLARIMIZLA TEMAS HALİNDEYİZ’

YÖK’ün Suriye’deki yükseköğretime takviye olacağını söyleyen Prof. Dr. Özvar, “Suriye’de halkın teveccüh edeceği bir demokratik nizam inşa edilecektir. Orada da eski rejimden kaynaklanan yükseköğretime ait çeşitli kahırlar yaşanmıştı. YÖK ve üniversiteler olarak komşu, dost Suriyeli kardeşlerimizin bu hususta kendileriyle birlikte çalışmalarımız olacaktır. YÖK, Türkiye’nin yükseköğretim deneyimini Suriyeli kardeşlerimizle paylaşmaya hazır. Bu bahiste temaslarımız devam etmektedir. Orada da üniversitelerimizin kalkınmasına, gelişmesine Türkiye olarak dayanak vereceğiz. Bu mevzuda meslektaşlarımızla temas halindeyiz. Öteki bütün ülkelere nasıl barış, dostluk ve kardeşlik çerçevesinde takviye veriyorsak, Suriye’deki kardeşlerimize de dostlarımıza da komşularımıza da her türlü takviyesi yükseköğretim alanında vereceğimizi bütün kamuoyuna paylaşmak isterim.” dedi.

‘EĞİTİM ANLAYIŞI TEKRAR ŞEKİLLENİYOR’

2030’a Hakikat Yükseköğretim Vizyonu Toplantısı’nda açılış konuşması yapan Erol Özvar, süratle gelişen teknoloji, iklim ve etraf sıkıntıları, toplumsal gereksinimlerin değişimi ve ekonomik dönüşümle bunlara bağlı olarak yeni marifetlere yahut yetkinliklere yönelik beklentilerin eğitim anlayışını tekrar şekillendirdiğini söyledi. Prof. Dr. Erol Özvar, “Önümüzdeki yıllar yükseköğretimde kıymetli fırsatların yanı sıra önemli sınamaları da beraberinde getirecek dönüştürücü bir sürecin habercisi olacaktır. Bunlardan 1’incisi dünya genelinde yükseköğretime ulaşmanın ekonomik maliyetlerinin gitgide yükselmeye devam etmesidir. 2’ncisi eğitim teknolojileri üniversitelerimizin daimi gündem unsurlarından biri haline gelmiş olmasıdır. Teknolojik yeniliklerle dijital öğrenmenin mahiyeti de bu vesileyle değişmeye başladı. Yeni eğitim teknolojileriyle klâsik eğitimin dengelenmesi, hepimizin önünde kıymetli bir sınama olarak durmaktadır.” diye konuştu.

‘YÜKSEKÖĞRETİM KAPASİTESİNİN KALİTE İLE TAÇLANDIRILMASI GEREKMEKTEDİR’

Kalite teminatı ve global rekabetin, daha sık karşı karşıya kalınacak değerli sınama alanlarından biri olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Özvar, şöyle devam etti:

“Türk üniversitelerinin milletlerarası akreditasyon standartlarını karşılamada ve global üniversite sıralamalarında üst sıralarda yer almada önemli ve başarılı bir imtihan veriyor. Üniversiteler olarak mevcut durumla yetinmemiz mümkün değildir. Memleketler arası görünürlük ve rekabet üstünlüğü konusunda almamız gereken daha önemli aralar bulunmaktadır. Türkiye’de yükseköğretim kapasite hududuna ulaşmıştır. Bundan sonra bu kapasitenin kaliteyle taçlandırılması gerekmektedir. YÖK’ün bugünden önümüzdeki yıllara en kıymetli gündem hususu başta eğitim öğretim olmak üzere araştırma ve geliştirme ve akademik performansta daha yüksek kalite ölçülerine ulaşmak olacaktır.”

‘GENÇ NÜFUSUN AZALMASI ÜNİVERSİTEYE TALEPTE DÜŞÜŞE YOL AÇABİLİR’

Türkiye’nin süratle yaşlanan bir ülke pozisyonuna geldiğini, doğum oranlarındaki süratli düşüş nedeniyle genç nüfusta azalma yaşanmasının beklendiğini lisana getiren Özvar, “Türkiye’de genç nüfusun azalması gelecekte üniversiteye olan erişim talebinde ve kayıtlarda düşüşe yol açabilir. Bu daralma bilhassa finansal kırılganlık içinde olan ve kalite standartlarına yönelik tedbirlerini bugünden almayan üniversiteler için sürdürülebilirlik meseleleri da ortaya çıkartabilir. Vakıf üniversitelerimizin gerekli önlemleri bugünden itibaren düşünmesi gerekmektedir. Üniversitelerin temel siyaseti daima öğrenci sayılarını arttırmak, kapasiteyi genişletmek kadar daha kaliteli adaylar üzerinden bir çalışma yürütmeleri de dikkat etmeleri gereken değerli mevzuların başında gelmektedir. Nüfusa bağlı olarak azalabilecek erişim talebine yönelik üniversitelerimizin ve ilgili devlet ünitelerinin gündeminde memleketler arası öğrenci hareketliliğinden nasıl daha fazla hisse alınabileceği sorusu yer almalıdır.” dedi.

‘MESLEK YÜKSEKOKUL SAYISININ ARTMASINI DİLEK EDİYORUZ’

İş gücü piyasalarında istihdamı kolaylaştırma maksadıyla üniversite tarafından sunulan staj imkan ve sürenlerinin hem genişletilmesine hem de çeşitlendirilmesine dayanak verdiklerini söz eden Prof. Dr. Özvar, “Organize sanayi bölgelerinde (OSB) meslek yüksekokulu uygulamaları bu bakımdan hoş bir örnek. Önümüzdeki periyotta organize sanayi bölgelerinde kesim temsilcileriyle bir ortaya gelerek meslek yüksekokul sayısının artmasını istek ediyoruz. İzmir’de de bu bahiste gerekli adımları attığımızı bu vesileyle söz etmek isterim. Organize sanayi bölgelerinde açtığımız meslek yüksek okullarındaki programlara öğrencilerimizden önemli bir teveccüh gösterilmekte ve organize sanayi bölgelerinde açtığımız programlardan mezun olan öğrencilerin çoğunluğu daha okullarını bitirmeden iş hayatında kendilerine bir iş bulmaktadır.” tabirlerini kullandı.

‘YENİ PROGRAMLAR AÇMAYI PLANLIYORUZ’

Yeni mesleklerde yazılım ve yapay zeka tabanlı uğraşıların en fazla talep edilen meslekler olduğunu belirten Özvar, “2024 yılında 17 ön lisans ve lisans programı 20 üniversitemizde 70’i aşkın sayıda açıldı. 2025’te de bu programların açılmasına öncülük edeceğiz. Ülkemizin dijital marifet açığının kapatılmasında kıymetli rol oynayacağına inandığımız bu programların sayısının kalite standartlarını düşürmeden önümüzdeki yıllarda açmaya devam edeceğiz. 2025 yılında yeşil maharetler kazandıracak yeni programlar açmayı planlıyoruz. Siber güvenlik alanında muhtaçlık duyulan insan kaynağının yetiştirilmesi için de yeni programları uygulamaya gündeme aldığımızı sizlerle paylaşmak istiyorum.” diye konuştu.

‘HİZMET VERİLECEK BİR POTANSİYELE SAHİP’

2030’a Gerçek Yükseköğretim Vizyonu toplantılarının hedeflerini paylaşan Prof. Dr. Özvar, Türkiye’deki bütün üniversite rektörleri ve temsilcilerinin iştirakiyle 5 farklı bölgesel toplantı düzenleyeceklerini lisana getirerek, “Bu toplantıyı başkalarından farklı kılan konu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) 13 üniversitenin de bu toplantıda yer alması. KKTC tüm dünya gençliğine ‘Üniversiteler adası’ olarak hizmet verilecek bir potansiyele sahip. Bu üniversitelerimizin öğrenci hareketliliği başta olmak üzere, araştırma ve geliştirme ile toplumsal tesir bakımından kaliteyi öncelemeleri, şeffaflık konusunda çaba sarf etmeleri ve Türk yükseköğretim kurumlarıyla yakın iş birliğinde bulunmaları milletlerarası öğrencilerin cazibesini dikkatini, teveccühünü daha fazla arttıracaktır.” dedi.