SGK’den yapılan yazılı açıklamada, kurumun sadece kanunlar ve mevzuatlar çerçevesinde hareket ettiği, keyfi uygulamalardan kaçınıldığı söz edildi. Bu doğrultuda, SGK’nin üzerinde haciz, şerh yahut ipotek bulunan gayrimenkulleri devralmasının mevzuat gereği “satış kabiliyeti bulunmadığı” vurgulandı.

Açıklamada, kamu faydasını gözeterek büyük bir hassasiyetle hareket edildiği ve bugüne kadar SGK’ye farklı siyasi partilere ilişkin belediyelerden 1200’ün üzerinde gayrimenkul devranı yapıldığı, bunların hiçbirinde haciz, şerh yahut ipotek bulunmadığı belirtildi.

“BİLGİ EKSİKLİĞİ YA DA KAMUOYUNU YANILTMA GAYRETİ VAR”

SGK, hususla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Üzerinde haciz, şerh yahut ipotek bulunan taşınmazların SGK’ye evresi, ya bilgi eksikliğinden ya da kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir uğraştan kaynaklanmaktadır. Her iki durumda da bu yaklaşım, devletin ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. Satışa uygun, haciz, ipotek ve şerh bulunmayan gayrimenkuller teklif edildiğinde, tüm belediyeler sürecin ne kadar şeffaf olduğunu görmektedir. Sıkıntıyı siyasi bir tartışma alanına çekmek yerine, borçlarını ödemek isteyen belediyelere SGK olarak her mevzuda rehberlik edilmiştir ve edilmeye devam edilecektir.

ABB DE SGK’YI SUÇLADI

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ise, SGK’ye borç yapılandırma süreciyle ilgili yapılan açıklamaların gerçeği yansıtmadığını ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu argüman etti. ABB, SGK’ye borçların yapılandırılması hedefiyle Anafartalar Çarşısı üzere pahalı ve satılabilir 572 taşınmaz sunduğunu belirtti.

ABB’nin açıklamasında, SGK’ye toplam 33 yerin bildirildiği ve bu emlakın toplam kıymetinin 1 milyar 193 milyon 350 bin TL olduğu, üzerlerindeki haciz meblağının ise yaklaşık 3 milyon TL olduğu tabir edildi.