Seyit Mehmet Özkan: Hareketsiz toplumlar yok olmaya mahkumdur

Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, bir aktiflik sırasında kulüp televizyonuna değerli ve samimi açıklamalarda bulundu.

Özkan, işlerinin öncelikle bu toprakların çocuklarına sporu sevdirmek olduğunu vurguladı.

“ÜLKEMİZDE MAALESEF SPOR ÇOK YAPILMIYOR”

Özkan, şunları dedi:

Spor toplumumuzda aslında olmazsa olmaz toplumsal ömür alanlarından başında geliyor. Lakin ülkemizde maalesef spor çok yapılmıyor. Yani amatör lisanslı oyuncu sayısına bakarsanız 85-90 milyon olduk. Yalnızca futboldan bahsetmiyorum alışılmış. Yani atletizm başta olmak üzere, yüzme, voleybol, basketbol birçok spor kısmı var. Lakin lisanslı oyuncu sayımız çok az. Vücut eğitimi, ulusal eğitimde kesinlikle daha önde olmaktı. Yani matematik natürel ki çok kıymetli, matematik bilmeyen hayatını yönlendiremez. Lakin bunun yanında da hareketsiz beşerler, hımbıl, tombul, obez insanlardan oluşan bir toplum da bence nitekim zayıf bir toplum olur.

“GÖREVİMİZ SPOR YAPTIRMAK VE SEVDİRMEK”

Altınordu Futbol Kulübü olarak toplumsal misyonlarının bu toprakların çocuklarına spor yaptırmak olduğunu söyleyen Lider Seyit Mehmet Özkan, şu halde konuştu:

Sosyal vazifemiz bu topraklarda çocuklarımıza spor yaptırmak ve de onları sporu sevdirmek. Gelecekte hepsi doğal ki profesyonel oyuncular olmayacak. Birçoğu en azından sportmen bireyler olacaklar. Sportmen birey olduğu vakit bu çocuklar yenmeyi ve yenilmeyi öğreniyorlar. Yani hem sevinmeyi öğreniyorlar hem de üzülmeyi öğreniyorlar. Oynarken sosyalleşiyorlar. Ekip oyunlarında antrenörünün kelamını dinliyor. Arkadaşıyla pas yaparken, birlikte oynarken onunla bir etkileşime giriyor. Bunların hepsi çocukların toplumsal taraflarını çok geliştiriyor. Toplumlarda esasen ne kadar toplumsallaşma gelişirse o kadar daha gelişmiş toplumlar oluyor. Yani bu manada spor çok değerli.

“TÜRKİYE’NİN ALTINORDU’SUYUZ”

Türkiye’de futbolun yavaş oynandığını da belirten Lider Özkan, şu halde konuştu:

Avrupa’da daha süratli oynanıyor. Zira herkes için bu meslektir. Bu mesleğe hürmeti var. O yüzden Allah ne verdiyse diye kimse girmiyor. Herkesin rakibine karşı bir hürmeti var. Respect diye bir şey var yani. Koskoca bir söz bu. FIFA’nın üstüne durduğu en değerli söz. Yalnızca Altınordu için değil, bütün kulüplerimize çocuk yetiştiriyoruz. Biz Türkiye’nin Altınordu’suyuz. Biz İzmir’den çıktık ancak lütfen kimse bizi İzmir kulübü olarak görmesin. Biz Türkiye’nin kulübüyüz. Biz herkesin ikinci grubuyuz. Biz herkese, her kadroya, yani Türkiye’de ne kadar futbol okulu yapıyorsak oradaki bütün çocuklar aslında tıpkı vakitte da o kentinin kulübünün de oyuncusu olarak görmeyi düşünüyoruz. Zira bizim esasen A ekibimizde oynatacağımız oyuncu sayısı 20-21. Yani onu aslında biz kendimiz sağlarız. Lakin şu anda 20 bin çocuğa spor yaptırıyoruz. Ve bu giderek uyguna hakikat gidiyor. Görüyorum ki oyun olarak güzel gelişiyoruz. Çok oyuncu çıkar bu türlü gidersek. Doğal yalnızca biz yapmıyoruz aslında futbol okullarını. Birçok kulüp yapıyor. Fakat herkesin aşikâr bir kurumsal prensipler çerçevesinde yapmasını öneriyorum. Yenici olmaktan fazla oyun odaklı olmayı, antrenörlerin kendilerinin tatmin ettiği değil, çocukların keyifli olacağı dakikaları da düşünerek yapmalarını istiyorum. Hayat bu türlü devam edecek bize. Biz çok güzel bir şey yapıyoruz. Allah bugünleri bize gösterdi. Şükürler olsun. Daha da güzel yapmak için çabalayacağız. Bu topraklar, bu vatan, burada doğduk. Son nefesimizi de burada vereceğiz. Allah da bana son nefesimi bu türlü bu çocuklarla birlikte olurken bana vermeyi nasip etsin. Zira ben nitekim her değdiğimiz çocuğun sahiden çok şeyler, çok şeyler kattığını düşünüyorum. Bunun iç huzuruyla hayata devam ediyoruz.