Enzo Traverso ile yapılan, geçmişten günümüze uzanan derinlikli söyleşi kitabı
Yirminci yüzyılın soykırımlar, savaşlar ve sömürgecilikle dolu tarihinden sonra düşmanlıkların yeni kılıflara büründüğü, ideolojilerin artık eski manalarını yitirdiği, hülasa çabucak her şeyin kabına sığmadığı ve birebir vakitte kabuk değiştirdiği bir yüzyıldayız.
Kaynayan bu kazanda, geçen yüzyıldaki gelişmeleri, akımları tanımlamak için kullanılan kavramlar da buharlaşıyor.
Soykırım ve tarihçisi Enzo Traverso, tam da bu bağlamda, Avrupa’da her geçen gün kendisini daha da gösteren ve dünyanın öbür yerlerinde ise farklı biçimlerde beliren yeni sağ hareketleri merceğine alıyor.
Avrupa içinde bile birçok farklılık gösteren mezkûr hareketlerin faşizm ile açıklanamayacağını argüman eden Traverso, bu hareketlerin yarattığı heterojen ve karma duruma dikkat çekerek post-faşizm kavramını öneriyor.
Bu hareketlerin nevi şahsına münhasır ögelerine, kendilerini geçmiş faşist ideolojilerden nasıl ayırdıklarına dikkat çeken Traverso, günümüz dünyasını etkileyen yabancı düşmanlığının yanında İslamofobi, antisemitizm üzere birçok sıkıntıyı de tartışmanın merkezine alıyor.
AŞIRI SAĞIN AVRUPA!DA YÜKSELMESİ
Elinizdeki kitabın Fransızca yayınlandığı tarihten bugüne kadar geçen müddette çok sağ hareketlerin Avrupa siyasetinin kalbine yerleşmesi ve isminden daha fazla kelam ettirmesi, Enzo Traverso’nun tahlil ve tespitlerinde ne kadar keskin ve hassas olduğunu gözler önüne serdi. Röportaj formatında hazırlanmış bu eser, akıcı üslubu ve analitik tartışmalarıyla bugünün dünyasına dair en net fotoğraflardan biri.
DERİNLİĞE VE YENİLİĞE SAHİP KİTAP
Haliyle, daha da büyüyecek üzere görünen çok sağın yarattığı birçok sorunu ve ilgili kavramları anlamamıza yardımcı olacak derinliğe ve yeniliğe sahip. Kitap Türkiye’yi direkt problem edinmese bile, bir ayna olarak tutulduğunda, Türkiye’deki tabloyu da hakkıyla gösterecek parlaklıkta bir perspektife sahip.
TOPLUMLARI ETKİLEYEN TEHLİKE
Klasik dönüşümü tahlil eden tarihçi, birçok farklı ülkeden örnekler vererek göçmen tersliği, popülizm, otoriterleşme üzere siyasi akımların klâsik faşizmden farklı lakin onunla irtibatlı yeni bir çeşit oluşturduğunu vurguluyor. Faşizmin Yeni Yüzleri, sırf tarihî bir olgu olmadığını, tıpkı vakitte günümüz toplumlarını etkileyen bir tehdit olduğunu gözler önüne seriyor.
