Edebiyat ve sinemanın ilişkisine derinlemesine keşif

Kaos kuramını ve karmaşıklık teorilerini toplumsal, sanatsal ve ferdi bağlamlarda ele alan bu eser, klasik fikir sistemlerini yapıbozuma uğratan postmodern yaklaşımları inceliyor.

Edebiyat ve sinemadaki kaos metaforları, ikili kotlama, kaotik listeleme ve kaotik farkındalık simülasyonları üzere yenilikçi anlatım biçimlerini hem kuramsal hem de örneklerle açıklıyor.

Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sından David Lynch’in Blue Velvet ’ine, geniş bir yelpazede tahliller sunan kitap, okuyucusunu derinlemesine bir keşfe davet ediyor.

EDEBİYAT VE SİNEMA DÜNYASI

Kaos Kuramı, bilgilenmeyi kendi iktidarına nazaran programlayan mekanikçi aklın hegemonyasına 1960’lı yıllarda son vermesinin yanı sıra, bilim dünyasında simülasyon kuramları, karmaşıklık bilimi ve resen örgütlenme alanlarını ortaya çıkardı.

Bazılarının postmodernizm yahut yapısöküm olarak tanımladığı, kimilerinin Üçüncü Kültür dediği bilimdeki bu değişimin metaforları edebiyat ve sinema dünyasını da etkiledi.

Prof. Dr. Gediz Akdeniz, bu kitapta bu metaforik tesirlerin edebiyat ve sinema dünyasında birer paradigma olarak ortaya çıkışlarını ele alıyor.

Sayfa: 96

YENİ UFUKLAR AÇAN KİTAP

Bu paradigmaların temelleri üzerine kısa bilgiler verirken, bu dünyalarda nasıl bir lisana dönüşmüş olduğunu kült örneklerle anlatıyor.

Önerdiği Kaotik Farkındalık Simülasyon (KFS) kuramıyla, bu gelişmelerden esinlenen muharrirlerin ve sinemacıların nasıl yeni bir lisan arayışı içinde olduklarını göstererek edebiyat ve sinema dünyasında yeni ufuklar açıyor.

Edebiyat ve sinema birer sanat kısmı ve birer irtibat aracıdır. Edebiyat ve sinema tarih boyunca insanları kültür, bilgi, cümbüş ve estetik zevk bakımından geliştirme fonksiyonunu de yüklenmiştir. Edebiyat lisanla yapılan bir sanat etkinliğidir. Sinema lisanla ortaya çıkarılan eserin imgeye dönüştürülmesidir.

İKİ SANAT KISMI ORTASINDAKİ ORTAK BAĞ

Sinemanın ortaya çıkışından bu yana edebiyat ile yakın bir münasebeti vardır. Anlatmaya bağlı edebiyat metinlerinin temelinde olan kurgu, sinema ile edebiyatın ortak bağıdır.

Özellikle romanlar, sinemanın edebiyattan yararlandığı en kıymetli kaynak durumundadır. Bu çerçevede dünya klasiklerinin neredeyse tümü sinema sineması hâline getirilmiştir. Sinemaya uyarlanan edebiyat yapıtlarının bir kısmında metne büsbütün sadık kalınarak, bir kısmında da esinlenerek uyarlamalar yapılmıştır.