Çağla Ural’dan 1950’li yıllarda İstanbul’da başlayan ölümsüz bir aşk

Bu etkileyici roman, aile bağlarını, unutulmuş anıları ve aşkın gölgesinde filizlenen ömürleri gözü pek bir lisanla ele alıyor. Başkarakter Zeynep’in, anneannesinin kırmızı defterinde saklanan sırları keşfetmesiyle başlayan öykü, okurları geçmişin izlerini sürmeye ve kendi hayatlarının manasını sorgulamaya davet ediyor.

Çağla Ural’ın güçlü kalemi ve güçlü karakter anlatımı, Mira’nın Kırmızı Defterini edebiyatseverler için vazgeçilmez bir okuma tecrübesine dönüştürüyor.

Zeynep evliliğinin en güç kararını vermeye çalıştığı sırada onu büyüten anneannesi Şahika’nın felç geçirdiği ve durumunun kritik olduğu haberini alır ve apar topar New York’tan Türkiye’ye gelir. Hastaneye vardığında ise Şahika’nın, torunundan son bir isteği vardır: Anahtar’ı bulması..

Zeynep hangi kilidi açtığını bilmediği anahtarı bulmak üzere Şahika’nın gizemli geçmişine yanlışsız bir seyahate çıkmak zorunda kalırken, kırmızı deri kaplı bir defter onun tek kılavuzu olacaktır.

Sayfa: 456

BİR KISSANIN FİNALİ

1950’li yıllarda İstanbul’da başlayan ölümsüz bir aşkın iki kuşak süren gizemli tarihini öğrenen Zeynep, iki bayanı birbirine bağlayan gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacak, peşinde koştuğu anahtarın açtığı kapıdan geçtiğinde ise tüm öykülerin finalini yazacaktır.

Sevginin bir üst noktası olan aşk, çok ilgi ve bağımlılık olarak da tanımlanabilir. Ayrıyeten aşkın pek çok farklı çeşidi olduğu da artık bilinen bir gerçektir. Örnekle açıklamak gerekirse tasavvuf edebiyatında ve divan şiirinde sık sık ismi geçen aşk, ilahi aşk manasına gelir.

Yazar Çağla Ural

AŞK NEDİR SORUSU

Karşı cinse duyulan çok sevgi ise genel manada beşeri yahut mecazi aşk olarak tanımlanabilir. Görüldüğü üzere aşk tarifinin pek çok farklı manası ve çeşidi olduğu için aşk nedir sorusunu kapsamlı biçimde ele almakta yarar vardır.